Baş - Boyun Kanserleri

Baş ve boyun bölgesinde yer alan organların kanserleri baş ve boyun kanserleri olarak isimlendirilir. .Tüm kanserlerin %10’unu oluşturan bu grupta en sık ağız-ağız boşluğu (oral kavite), yutak (farenks), gırtlak-ses telleri (larenks), geniz (nazofarenks), sinüsler (paranasal sinüs), tükürük bezi kanserleri yer almaktadır.

Baş-boyun bölgesindeki organları oluşturan sağlıklı hücrelerin genetik ve çevresel değişiklikler ile sonucunda anormal kanser hücrelerine dönüşmesi ile baş-boyun bölgesi kanserleri oluşur. Sağlıklı hücreler büyür, çoğalır ve ölürler. Anormal olan hücreler ise kontrolsüz bir şekilde büyüme gösterir ve ölmezler. Bu hücreler çoğaldıkça da tümör halini alırlar. Baş-boyun kanserlerinin boyun bölgesi lenf bezelerine yayılım riski yüksektir. Bunun yanısıra diğer kanserlere göre daha düşük oranda olmakla beraber kanser hücrelerinin vücudun farklı yerlerine yayılma riski de bulunmaktadır. 

En sık gözlenen belirtiler kanserin geliştiği organa bağlı olmakla beraber:

  • Ses kısıklığı
  • Boyun bölgesinde ele gelen kitle veya şişlik
  • Ağız içinde geçmeyen yara
  • Burun, boğaz tıkanıklığı
  • Öksürükte kan görülmesi
  • Ağrılı yutma, boğazda takılma hissi

Erken tanıda bu kanserlerin tedavi şansı çok yüksektir. Belirtilerin dikkate alınması, erken tanı ve tedavi müdahale için önemlidir. Erken dönemde başlanılan tedavilerle baş ve boyun kanserlerinin vücutta ilerlemeden yok edilmesine olanak tanır.

Baş-boyun bölgesi kanserlerinin tedavisi kanserin bulunduğu organa, evresine, organ fonksiyonlarının korunma durumuna göre değişmektedir. Baş-boyun kanserlerinin tedavisinde tek başına radyoterapi veya eşzamanlı kemoterapi ile birlikte radyoterapi tercih edilen ana tedavi yöntemidir. Cerrahi uygulanan hastalarda ise hastalık kontrolünü artırmak amacıyla sıklıkla tedaviye radyoterapi eklenmektedir. Tedavilerin birlikte verilmesindeki amaç iyileşme oranını arttırıyor olmasıdır.

Erken tanı hayat kurtarır. Bu nedenle sizi rahatsız eden önceden var olmayan herhangi bir belirti ve bulguyu dikkate almalı, ertelemeden doktorunuzla paylaşmalısınız.